Herkese merhabalar,

Sanırım projenin sonuna geliyoruz ve herkes yaşadıklarını paylaşmamaya kendine saklamaya başlıyor, ya da daha da kötüsü yaşamıyor!!Umuyorum birileri bir şekilde sesime ses verecektir ve herkesin sağ olduğundan haberimiz olacaktır.:)

Bazı arkadaşlarımızın bildiği gibi son bir haftadır bir belgesel çekimi için gerçekten de güzel, anlamlı bir konuya sahibiz ve çalışmalarımız devam ediyor.Antakya'dan ben(Ozan), Caner, Emre ve Macide 4'lüsü bir ekip olarak AEGEE Ankara'nın "Two Sides of a Mountain" isimli Ermeni ve Türk gençleri Türkiye'nin son ermeni köyü olan Vakıflı'da bir araya getirdi.8 Ekimden beri devam eden çekim süreci gerçekten de çok eğlenceli, faydalı ve iyi görüntüler kaydetmemize ve birazdan anlatacaklarım gibi onlarca ilginç anı yaşamamıza olanak sağladı.Ayrıca bunun yanı sıra projenin bir katılımcısı olmasam bile çok iyi arkadaşlarım da oldu her iki ülkeden de.Zaten amaçlanan da buydu, işe yaradı.

10 Ekimde yani cumartesi akşamı Amerika'nın Ankara büyükelçiliğinden yeni göreviyle Kültür Ateşesi, mayısta bizim belgesel workshop'ında tanıştığımız göreviyle Eğitim Ateşesi Craig L. DİCKER kaldığımız otele proje ekibini ziyarete ve büyükelçiliğin desteklediği projenin işlevini yerine getirip getirmediğini denetlemeye geldi ve özellikle cumartesi gecesi olan "intercultural evening" ve Hatay turunda çok ilginç anılar kaldı aklımızda ve tabiki lensimizde!
Bunlardan en ilginçlerinden birindeyse Craig'e eşlik etme görevi Antakya 1 ekibinin efsanevi elemanı Caner APİŞ'e aitti.Çok büyük bir ustalıkla kotaramadı belki görevi, ama çok eğlendiğimiz kesin.Sebebiyse, Caner sigara yakarken ikram etmesi ancak Craig'in istemeyeşi ve hemen ardından gelen kahvelerle -nam-ı diğer Süvari:)- Craig sigara içmek istemiş ve hafif çarpık Türkçe'siyle de "Bir sigara alabilirem?" diye sormuş bunun için Caner'e özür de dilemişti bunun üzerine ise Caner toplamda 15 kadar kişinin olduğu masayı yıkan cümleyi şu şekilde kurdu:
"Rahat Ol"
Evet, bu cümle gerçekten de Caner'le Craig'in arasındaki en komik diyalog sayılabilirdi ancak Craig bunun daha iyilerinin gerçekleşmesi için elinden geleni yapacaktı ve Ahmet Ertegün'den açıldı yeni muhabbet.Craig, Ertegün'ün kendisi için kahraman sayılabileceğini çünkü plak firması olan Atlantic Records'ın Türkiye'nin Washington büyükelçiliğinde beyaz ve zenci jazz müzisyenlerini ilk kez bir konserde buluşturabildiğinden bahsediyordu.Bunun üzerine Caner fırsatı kaçırmadı ve gelişine Ahmet Ertegün'ün babasının Türkiye'nin birinci Washington büyükelçisi olduğunu söyledi ama maalesef bu gerçek değildi ve Craig "Hayır, birinci değiiil" diye cevapladı, Caner, "Öyle mi?" gibi bi homurdanmanın ardından "İkincisidir, o zaman" dedi,
Craig, "Hayır, ikinci de değil" diye karşıladı.Artık olay tenis maçı rallisine döndü Caner atıyor Craig karşılıyordu.Caner bir olta daha, bir olta derken 4'te durdular ama malesef Sayın Baba Ertegün dördüncü büyükelçimizde değildi:P

Bunun gibi süper anıların yaşandığı proje ise yavaş yavaş sona ererken bize Ankara yolu göründü.

Hiç yorum yok: