ELEŞTİREMEYENLEREDİR CEVABIM..!


BASIN TOPLANTILARINDA BİZİ GEREKSİZ YERE ELEŞTİREN,ELİNE FOTOĞRAF MAKİNASINI ALIP GAZETECİYİM DİYE GEÇİNEN KİŞİLEREDİR CEVABIM…

EDİRNE DE ÇİNGENELER FİLM OLUYOR BU PROJE BİZİ KÖTÜ TANITIYOR DİYENLERE,
KONYA DA NEDEN MEVLANA DEĞİL DE DARBE FİLMİ ÇEKİLİYOR DİYENLERE,
ANTAKYA DA CAMİDEN AYAKKABI ÇALAN VE ÇÖP TOPLAYAN ÇOCUKLARI ELEŞTİRENLEREDİR CEVABIM…

BİZLER KANAYAN YARALARIMIZIN ÜZERİNDE DURMAZ ONLARIN ÜZERİNİ KAPATIRSAK SİZCE NE KADAR BAŞARILI OLABİLİRİZ Kİ?BÖYLE KENDİMİZİ HEP DIŞARIYA İYİ,MAKYAJLI GÖSTERİRSEK BU DURUMDAN KİMİN ÇIKARI OLABİLİR Kİ?

HEP ALIŞILAGELMİŞ ŞEYLER YAPARAK SİZCE TÜRK SİNEMASI NEREYE GELEBİLİR Kİ?
DURUM ORTA DA SAYENİZDE!

O YÜZDENDİR Kİ KONYA DENİLİNCE AKLA MEVLANA DAN ÖNCE NADİDE SULTAN GELİYOR!
DEVRİM ARABALARI GİBİ BİR FİLM OKADAR EMEĞE RAĞMEN İLGİDEN YOKSUN SALONLARDAN KALDIRILIYOR…
RECEP İVEDİK GİBİ HİÇ DÜŞÜNDÜRMEYEN BİR FİLM 4 MİLYON SEYİRCİNİN ÜZERİNDE BİR RAKAMA ULAŞIYOR HATTA SİNEMA SALONLARINDA GECE 12 LERDE EK SEANSLAR AÇILIYOR…

BİRAZ TAKDİR ETMESİNİ BİLİRSEK, HER İŞİN ALTINDA FELAKET SENARYOLARI OLUŞTURMAZ İYİ TARAFINDAN BAKARSAK OLAYLARA SANIRIM SORUN KALMAYACAK…

ŞUAN BİZİM YAPTIĞIMIZI ZAMANINDA BANA GÖRE TÜRK SİNEMA TARİHİNİN EN BAŞARILI YÖNETMENİ YILMAZ GÜNEY YAPMIŞ. BİZİ İLERİYE GÖTÜRMEK İÇİN OTOKONTROL YAPMIŞ MİLLET ADINA, ELEŞTİRMİŞ FİLMLERİNDE …YOL,,SÜRÜ,DUVAR GİBİ FİLMLER ÇIKARMIŞ ORTAYA…

DİLERSENİZ BİRAZ ONU TANIYALIM;


Asıl adı Yılmaz Pütün'dür. Yoksul bir işçi ailesinin çocuğu olan Yılmaz, Adana`daki ortaöğretim yıllarında tarlalarda çalıştı ve bunun gibi türlü işler yaptı.Burada yazınla da ilgilendi, öyküler yazdı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde öğrenimini sürdürürken Atıf Yılmaz'la tanıştı. senaryo yazarlığı, yönetmen yardımcılığı ve oyunculukla sinemaya girdi. İlk filmi, senaryosunun yazımına katıldığı ve rol aldığı Bu Vatanın Çocukları (1958) oldu.1960'ların ikinci yarısında sessiz, üzgün bakışlı ama haksızlığa katlanamayan bir adam, giderek milyonlarca izleyiciyi peşinde sürükleyen bir halk kahramanı oldu ve sinemanın çirkin kral'ı olarak anılmaya başlandı.Yılmaz Güney oynadığı filmlerde haksızlığa uğramış halktan insanları canlandırdı. Güney, yapımcılığını, yönetmenliğini, senaryo yazarlığını ve oyunculuğunu üstlendiği Seyit Han/Toprağın Gelini (1968) filmiyle ileride kendi adıyla anılacak olan film türünü ortaya çıkardı. Bu filmde, sevdiği kıza kavuşmak için tüm kötüleri tek tek ortadan kaldıran, ama sonunda bilmeden sevgilisini de öldüren bir yalnız kahramanı canlandırıyordu. Daha sonraki dönemlerde, genellikle Spagetti Westernler ile benzerlik gösteren bazı filmlerde rol aldı; bu tür filmleri yazdı ve yönetti. Bu açıdan, Türk Sineması'nın en özgün kişilerinden biri olarak görülmektedir.Güney, sonraki Aç kurtlar (1969), Umut (1970), Umutsuzlar (1971), Acı (1971), Ağıt (1971) gibi filmlerinde ülke gerçeklerine değinen ve ezilen insanı odak olarak alan bir anlatım geliştirdi. Yaşamı olanca gerçekliği içinde yansıtmaya çalışan bu sinema, bir yönüyle 2. Dünya Savaşı sonrasında İtalya'da gelişen Yeni Gerçekçilik Akımı'nı, bir yandan da geleneksel halk destanlarını anımsatmaktadır.Güney, 1974'te yönettiği Arkadaş'ta ve daha sonra hapse girdiği için Şerif Gören tarafından tamamlanan Endişe`de (1974), gene hapse girdiği için sadece senaryosunu yazdığı, Şerif Gören tarafından yönetilen Yol`da (1982), ölümünden önce yurdışında yönettiği son filmi Duvar`da (1983) kendine özgün tema ve anlatım biçimlerini geliştirerek uyguladı. Yurtdışına çıktıktan sonra kurgusunu yapıp gösterime çıkardığı Yol, 1982 Cannes Film Şenliği`nde Kayıp (Missing) adlı filmle birlikte büyük ödül olan Altın Palmiye'yi paylaşarak Türk sinemasına tarihinin en önemli ödüllerinden birini daha getirdi.1974 yılında Yumurtalık Savcısı'nı öldüren Güney, 24 yıla mahkum oldu. 1981 sonunda izin alarak ayrıldığı Isparta Cezaevi'ne dönmeyen Güney, daha sonra Fransa'ya sığındı. TC uyruğundan çıkarıldı. 9 Eylül 1984'te kanserden öldü ve orada toprağa verildi..

KONYA
MEHMET ULUYURT

Hiç yorum yok: