İdama giderken yazılan son mektup...

“Ömrümü ellerinde soldurduğum, kaderim;
Uzak durmaya çalıştım önceleri. Gözlerinle karşı karşıya gelmemek için, gözlerimi kapattım yanından geçerken. Aylar sürdü inkâr edişlerim. Beynime emirler yağdırırken, kalbim inatla her an seni sevdi. Ama aşk yoktu davamda. Yoldaş lazımdı bize, yar değil. İzin yoktu daha fazlasını istemeye.
Sonra sen de sevdin beni. O masum gözlerinde aşk kanatlandı. Fark etmeden karşılaşır olduk devamlı. Ayaklarımız bizi birbirimizin yoluna çıkardı hep. Ben kaçtıkça aşktan, sana daha çok tutuldum. Bilemedim doğru muydu, yanlış mıydı, ama sevdim. Davama tutunduğum gibi tutundum sana. Davamı daha çok benimsedim sonra. Sırf senin için… Ne kadar haklıysam, o kadar zafere odaklanmalıydım. Ne kadar çabuk sonuca ulaşırsam, o kadar da çabuk sana kavuşacaktım.
Hangi bahar demişsin mektubunda, “Bizim baharımız ne zaman?”. Bizim baharımız şimdi sevdiğim. Bak erikler çiçek açıyor bir bir. Bense birkaç dakika sonra yüreğinde yeşereceğim senin. Bilmiyorum kavuştuğum ne? Sen mi, hedeflerim mi? Neyin uğruna veriyorum canımı? Hem âşık oldum delice, hem de tutundum anam babam gibi benimsediklerime. Şimdi hangisi için gidiyorum darağacına? Bilmiyorum sevdiğim; sebebim, aşk mıydı yoksa devrim miydi? Bilmiyorum, benim davam hangisiydi?”

Hiç yorum yok: